ALTIN OĞUL-PIERCE BROW

 

 TANITIM

 Mars Enstitüsü’ndeki amansız rekabetten zaferle çıkan Darrow, namı diğer Azrail, yönetici seçkinler arasında saygın bir konuma yükselmiş, en zalim ve zeki Altınlara; Eşsiz Yaralılara katılmıştır. Ancak Darrow onlardan biri değildir: Geleceğin yalanlar üzerine kurulu olduğu, trajediyle dolu, unutamayacağı ve affedemeyeceği bir geçmişi vardır.

Sistemi içeriden yıkma hedefine ulaşmak için herhangi bir Altın değil; en iyi, en güçlü, en zeki, en vazgeçilmez Altın olmalıdır. Halkını aydınlığa çıkarmasının başka yolu yoktur ancak bu yol boyunca attığı her adım, Darrow’un kendi gölgesini biraz daha karartacaktır.
“İlk kitaptan çok üstün bir devam kitabı; öncülünü akla gelebilecek her bağlamda bir adım öteye taşıyor… Bilimkurgu hayranları için yılın en iyi kitabı olmaya aday.” Tor.com

“Pierce Brown’ın evreninde ilkellik ile yüksek teknoloji yan yana geliyor; aldatmaca ve kahramanlıkların dozu artıyor, macera da asla hız kesmiyor. Darrow ise daha ağır fiziksel ve duygusal çatışmalara giriyor.” Amazon.com, Seira Wilson
“Sürükleyici… Altın Oğul normalde bir üçlemenin son kitabından beklenecek, distopyaları yerle bir eden türde bir macera ve klişelere başkaldıran bir devam kitabı.” Entertainment Weekly
“Hikâyeyi Enstitü’nün dar alanından çıkaran Altın Oğul, Brown’ın edebiyat dünyasındaki ilk eserinden de başarılı bir kitap. Çatışma daha kapsamlı bir boyut kazanıyor ve çocuk oyunu olmaktan çıkıp Güneş Sistemi’nin kaderini belirleyecek gerçek bir
savaşa dönüşüyor.” Library Journal

“Kızıl Yükseliş’ten daha tehlikeli; aldatmacaları ve sürprizleri ise onunkiler kadar heyecan dolu. Sonunda ağzınız açık kalacak ve Brown’ın tam anlamıyla özgün, fazlasıyla nefes kesici serisinin sonunu dört gözle bekleyeceksiniz.” Booklist

YORUM


Selam deli dolu, şirin mi şirin kitap dostlarım! Kitabı sevince seslenişim bile değişti :).
Seri kitapları yorumlarken ilk kitap hakkında spolier vermemek için konuya pek giremiyorum. Konuyu merak edenler bir kaç fotoğraf gerideki Kızıl Yükseliş kitabına bakabilirler.
Yazar nerde bırakmışsa ustaca devam ettiriyor seriyi. Yine olay üzerine olay ve yeni bir sürü karakter. Karakterleri hatırlamak zor olsada olaylara kaptırıyor insan kendini.

Darrow sen nasıl bir karaktersin yani bu kadar acımasız ve duygusuz intikama gidebiliyorsun. Peki Brown nasıl yazdın bu kadar acımasız o sonu yani 3. Kitabın çıkmasına 1 gün kalmamış olsa kafayı yerdim. Nasıl ilerleyecek Sabah Yıldızın'da olaylar çok merak ediyorum. Bir kaç fikrim var ama yazarın daha çok ters köşe yapacağını düşünüyorum.
Ne kadar konu farklı olsada metallerin bulunduğu kitaplar bana Avatar'ı hatırlatıyor. Yani tamamen farklı ama elimde değil. Sissoylu serisiyle benzettiğim noktalar var. Hatta Sissoylunun 2. kitabı yakında okuma kararı aldım. Bu seriyle birlikte özlediğimi fark ettim. Galiba ben metalli konu alan yüm kitap, anime, manga hepsini birbirine bağlıyorum😂. Ama üçününde bambaşka olması ilginç.

Pegasus nasıl yapıyor çeviride bu çizgiyi tutturup hem akıcı hem etkileyici bir dille okuyucuya sunuyor? Çizgisini koruması belkide sevilen yayınevleri arasına girmesindeki en büyük etken.

Çok karışık bir yorum oldu ama son sayfayı okuyup, kitabın kapağını kapatınca kafam karmakarışık, bir tuhaf bıraktı kitap beni. Umarım 3. Kitap kargoda oyalanmazda kavuşurum.

ALTIN OĞUL-PIERCE BROW

 

 TANITIM

 Mars Enstitüsü’ndeki amansız rekabetten zaferle çıkan Darrow, namı diğer Azrail, yönetici seçkinler arasında saygın bir konuma yükselmiş, en zalim ve zeki Altınlara; Eşsiz Yaralılara katılmıştır. Ancak Darrow onlardan biri değildir: Geleceğin yalanlar üzerine kurulu olduğu, trajediyle dolu, unutamayacağı ve affedemeyeceği bir geçmişi vardır.

Sistemi içeriden yıkma hedefine ulaşmak için herhangi bir Altın değil; en iyi, en güçlü, en zeki, en vazgeçilmez Altın olmalıdır. Halkını aydınlığa çıkarmasının başka yolu yoktur ancak bu yol boyunca attığı her adım, Darrow’un kendi gölgesini biraz daha karartacaktır.
“İlk kitaptan çok üstün bir devam kitabı; öncülünü akla gelebilecek her bağlamda bir adım öteye taşıyor… Bilimkurgu hayranları için yılın en iyi kitabı olmaya aday.” Tor.com

“Pierce Brown’ın evreninde ilkellik ile yüksek teknoloji yan yana geliyor; aldatmaca ve kahramanlıkların dozu artıyor, macera da asla hız kesmiyor. Darrow ise daha ağır fiziksel ve duygusal çatışmalara giriyor.” Amazon.com, Seira Wilson
“Sürükleyici… Altın Oğul normalde bir üçlemenin son kitabından beklenecek, distopyaları yerle bir eden türde bir macera ve klişelere başkaldıran bir devam kitabı.” Entertainment Weekly
“Hikâyeyi Enstitü’nün dar alanından çıkaran Altın Oğul, Brown’ın edebiyat dünyasındaki ilk eserinden de başarılı bir kitap. Çatışma daha kapsamlı bir boyut kazanıyor ve çocuk oyunu olmaktan çıkıp Güneş Sistemi’nin kaderini belirleyecek gerçek bir
savaşa dönüşüyor.” Library Journal

“Kızıl Yükseliş’ten daha tehlikeli; aldatmacaları ve sürprizleri ise onunkiler kadar heyecan dolu. Sonunda ağzınız açık kalacak ve Brown’ın tam anlamıyla özgün, fazlasıyla nefes kesici serisinin sonunu dört gözle bekleyeceksiniz.” Booklist

YORUM


Selam deli dolu, şirin mi şirin kitap dostlarım! Kitabı sevince seslenişim bile değişti :).
Seri kitapları yorumlarken ilk kitap hakkında spolier vermemek için konuya pek giremiyorum. Konuyu merak edenler bir kaç fotoğraf gerideki Kızıl Yükseliş kitabına bakabilirler.
Yazar nerde bırakmışsa ustaca devam ettiriyor seriyi. Yine olay üzerine olay ve yeni bir sürü karakter. Karakterleri hatırlamak zor olsada olaylara kaptırıyor insan kendini.

Darrow sen nasıl bir karaktersin yani bu kadar acımasız ve duygusuz intikama gidebiliyorsun. Peki Brown nasıl yazdın bu kadar acımasız o sonu yani 3. Kitabın çıkmasına 1 gün kalmamış olsa kafayı yerdim. Nasıl ilerleyecek Sabah Yıldızın'da olaylar çok merak ediyorum. Bir kaç fikrim var ama yazarın daha çok ters köşe yapacağını düşünüyorum.
Ne kadar konu farklı olsada metallerin bulunduğu kitaplar bana Avatar'ı hatırlatıyor. Yani tamamen farklı ama elimde değil. Sissoylu serisiyle benzettiğim noktalar var. Hatta Sissoylunun 2. kitabı yakında okuma kararı aldım. Bu seriyle birlikte özlediğimi fark ettim. Galiba ben metalli konu alan yüm kitap, anime, manga hepsini birbirine bağlıyorum😂. Ama üçününde bambaşka olması ilginç.

Pegasus nasıl yapıyor çeviride bu çizgiyi tutturup hem akıcı hem etkileyici bir dille okuyucuya sunuyor? Çizgisini koruması belkide sevilen yayınevleri arasına girmesindeki en büyük etken.

Çok karışık bir yorum oldu ama son sayfayı okuyup, kitabın kapağını kapatınca kafam karmakarışık, bir tuhaf bıraktı kitap beni. Umarım 3. Kitap kargoda oyalanmazda kavuşurum.

KIZIL YÜKSELİŞ-PIERCE BROWN-PEGASUS YAYINLARI

 

TANITIM

Ben dünyaları ateşe verecek kıvılcımım. Ben zincirleri kıracak çekicim. Ben halkımın ve esaret içinde yaşayan herkesin umuduyum. Çünkü biliyorum ki insan kendini köleleştiren adaletsizlikle özgürleşemez.

Gelecekte, renk kodlarına göre sınıflara ayrılmış Toplum’un en alt sınıfını Kızıllar oluşturmaktadır. Diğer bütün Kızıllar gibi Darrow da, Mars’ı yeni nesiller için yaşanılır bir gezegen haline getirdikleri inancıyla günlerini madenlerde çalışarak geçirmektedir. Üstelik bunu severek ve isteyerek yapmakta, kanı ve teriyle çocuklarına daha iyi bir dünya bırakacağına inanmaktadır.

Ancak Kızıllar kandırılmıştır. Darrow, halkının yozlaşmış yönetici sınıfın kölesinden başka bir şey olmadığını keşfettiğinde adalet özlemi ve kaybettiği aşkının anısıyla hırslanır. İnsanlığın yeni nesil Altın hükümdarlarının güç için mücadele ettiği efsanevi Enstitü’ye sızmak için her şeyden vazgeçer. Hayatı ve medeniyetin geleceği pahasına en başarılı ve en vahşi Altınlarla rekabet etmek zorunda kalacak olan Darrow’un düşmanlarını yenmek için artık yapmayacağı şey yoktur… Bu, onlardan birine dönüşmek anlamına gelse bile.

“Olağanüstü bir macera, nabzınızı hızlandıracak bir serüven… Pierce Brown’ın çarpıcı ilk romanı Açlık Oyunları, Sineklerin Tanrısı ve Ender’in Oyunu’nu anımsatıyor. Başınızı döndürmek için gereken her şeye sahip.” Entertainment Weekly

“Ender, Katniss ve şimdi de Darrow… Pierce Brown’ın imparatorlukları çökerten bu ilk kitabı, insanlığın yıldızlara yayılma hayalini yeniden canlandırıyor.” Scott Sigler

“Bir intikam, savaş ve güç mücadelesi…” Kirkus Reviews

“Klasik bilim kurgu hayranları ve yeni distopik destanların coşkulu takipçileri bu müthiş kitabı mutlaka okumalı.” Examiner.com

“Hırs dolu… Her yaştan Açlık Oyunları hayranı mutlaka okumalı.” Booklist

“Okuyucuyu ele geçirecek ve daha fazlasını istetecek.” Library Journal

“Pierce Brown, okurlarının zihninde yer edecek müthiş ve güçlü bir eser yaratmış.” The Huffington Post

“Heyecan ve hareket dolu, sinemaya aktarılmaya hazır bir hikâye.” Publishers Weekly


YORUM 

Merhaba, kitabın kan ayrımana dayalı bir distopya olması dışında içerik bilgisine sahip olmadan okudum ve iyiki böyle okumuşum. Hayal ettiğim gibi çıkmaması beni şaşarttı ve mutlu etti. Mesela olayın marsta geçtiğini kimseden duymamıştım. Kitabın ilk sayfalarında şaşırmaya başladım.Yukarda bahsettiğim gibi konu marsta geçiyor. Dünya insanlara yetersiz gelmeye başlayınca marsa insanlar gönderilip marsı yaşanılacak duruma getirilmeye başlanmıştır. Marsta canları ile çalışan aç, kıtlık içinde yaşayan kızılları hayali marsı yaşanabilecek bir yere çevirmektir. Altınlar tarafından burada eziyet görüp, dışlanıp, öldürülüp yaşanmaya alışmış ve baskıya boyun eğmişlerdir. Ama işin aslı insanlar marsa yerleşmiş ve lüks içindedir ama kızılları baskı altında tutmak ve sömürmek için kullanmaya devam etmektedirler. Darrow cehennemdalgıcıdır ve eşi Eo'yu çok sevmektedir.... Kitabımızın kahramanı Darrow ve kitapta Darrow'un bakış açısıyla anlatılıyor. @pegasusyayinlari kitabı nasıl çeviriyor ne yapıyor hep mi akıcı kitaplar seçiyor bilmiyorum ama kitap süper.Irk ve kan ayrımına dayalı bir çok distopya okudum ama mars ve Eo'nun yaptıkları kitabı farklılaştırıyor. Kitabı okurken okuduğum diğer distopyalara benzetmedim çok özgün farklı desem kesinlikle yalan olur hatta bambaşka olmalarına rağmen Sissoylular serisinde yaşadığım o duyguyu tekrar yaşadım. Başlarda bir Kızıl Kraliçe aklıma gelmedi desem yalan olur ama yazar olayı öyle bir değiştirip kurgulamışki harika bir kitap ortaya çıkmış. Kitabın ilk 100 150 sayfasından sonra kitap epik bir havaya bürünüyor ve kitabı elinizden bırakamıyorsunuz.Sadece aman kurgu, roman diyerek değil baskı, şiddet, sindirme politikalarının uygulandığı, acımasızlığın normal bir şeymiş gibi sempoze etmeye çalışılan bir dönem toplumsal olarakta düşündürdü beni. Özellikle Eo'nun yaptığını yapar mıydım? Veya Darrow'un dönüşümü yaşadıkları dehşetti.Temposu yüksek bir kitap. Olay örgüsü çok fazlaydı. Bir olay etrafında 100 sayfa yazmamış bir sayfada kaç olayı değiştirmiş. Kurguya hayran kaldım. Kesinlikle distopya okuyanlara tavsiyemdir. Okuyun, okutun. Hazır 3. kitaba az kaldı okuyun. Ben merakla Altın Oğula başlayacağım Sabah Yıldızı'nı sipariş verdirdim. İyi ki önceden okumamışım meraktan ölürdüm kitap basılana kadar. Herkese keyifli okumalar

KIZIL YÜKSELİŞ-PIERCE BROWN-PEGASUS YAYINLARI

 

TANITIM

Ben dünyaları ateşe verecek kıvılcımım. Ben zincirleri kıracak çekicim. Ben halkımın ve esaret içinde yaşayan herkesin umuduyum. Çünkü biliyorum ki insan kendini köleleştiren adaletsizlikle özgürleşemez.

Gelecekte, renk kodlarına göre sınıflara ayrılmış Toplum’un en alt sınıfını Kızıllar oluşturmaktadır. Diğer bütün Kızıllar gibi Darrow da, Mars’ı yeni nesiller için yaşanılır bir gezegen haline getirdikleri inancıyla günlerini madenlerde çalışarak geçirmektedir. Üstelik bunu severek ve isteyerek yapmakta, kanı ve teriyle çocuklarına daha iyi bir dünya bırakacağına inanmaktadır.

Ancak Kızıllar kandırılmıştır. Darrow, halkının yozlaşmış yönetici sınıfın kölesinden başka bir şey olmadığını keşfettiğinde adalet özlemi ve kaybettiği aşkının anısıyla hırslanır. İnsanlığın yeni nesil Altın hükümdarlarının güç için mücadele ettiği efsanevi Enstitü’ye sızmak için her şeyden vazgeçer. Hayatı ve medeniyetin geleceği pahasına en başarılı ve en vahşi Altınlarla rekabet etmek zorunda kalacak olan Darrow’un düşmanlarını yenmek için artık yapmayacağı şey yoktur… Bu, onlardan birine dönüşmek anlamına gelse bile.

“Olağanüstü bir macera, nabzınızı hızlandıracak bir serüven… Pierce Brown’ın çarpıcı ilk romanı Açlık Oyunları, Sineklerin Tanrısı ve Ender’in Oyunu’nu anımsatıyor. Başınızı döndürmek için gereken her şeye sahip.” Entertainment Weekly

“Ender, Katniss ve şimdi de Darrow… Pierce Brown’ın imparatorlukları çökerten bu ilk kitabı, insanlığın yıldızlara yayılma hayalini yeniden canlandırıyor.” Scott Sigler

“Bir intikam, savaş ve güç mücadelesi…” Kirkus Reviews

“Klasik bilim kurgu hayranları ve yeni distopik destanların coşkulu takipçileri bu müthiş kitabı mutlaka okumalı.” Examiner.com

“Hırs dolu… Her yaştan Açlık Oyunları hayranı mutlaka okumalı.” Booklist

“Okuyucuyu ele geçirecek ve daha fazlasını istetecek.” Library Journal

“Pierce Brown, okurlarının zihninde yer edecek müthiş ve güçlü bir eser yaratmış.” The Huffington Post

“Heyecan ve hareket dolu, sinemaya aktarılmaya hazır bir hikâye.” Publishers Weekly


YORUM 

Merhaba, kitabın kan ayrımana dayalı bir distopya olması dışında içerik bilgisine sahip olmadan okudum ve iyiki böyle okumuşum. Hayal ettiğim gibi çıkmaması beni şaşarttı ve mutlu etti. Mesela olayın marsta geçtiğini kimseden duymamıştım. Kitabın ilk sayfalarında şaşırmaya başladım.Yukarda bahsettiğim gibi konu marsta geçiyor. Dünya insanlara yetersiz gelmeye başlayınca marsa insanlar gönderilip marsı yaşanılacak duruma getirilmeye başlanmıştır. Marsta canları ile çalışan aç, kıtlık içinde yaşayan kızılları hayali marsı yaşanabilecek bir yere çevirmektir. Altınlar tarafından burada eziyet görüp, dışlanıp, öldürülüp yaşanmaya alışmış ve baskıya boyun eğmişlerdir. Ama işin aslı insanlar marsa yerleşmiş ve lüks içindedir ama kızılları baskı altında tutmak ve sömürmek için kullanmaya devam etmektedirler. Darrow cehennemdalgıcıdır ve eşi Eo'yu çok sevmektedir.... Kitabımızın kahramanı Darrow ve kitapta Darrow'un bakış açısıyla anlatılıyor. @pegasusyayinlari kitabı nasıl çeviriyor ne yapıyor hep mi akıcı kitaplar seçiyor bilmiyorum ama kitap süper.Irk ve kan ayrımına dayalı bir çok distopya okudum ama mars ve Eo'nun yaptıkları kitabı farklılaştırıyor. Kitabı okurken okuduğum diğer distopyalara benzetmedim çok özgün farklı desem kesinlikle yalan olur hatta bambaşka olmalarına rağmen Sissoylular serisinde yaşadığım o duyguyu tekrar yaşadım. Başlarda bir Kızıl Kraliçe aklıma gelmedi desem yalan olur ama yazar olayı öyle bir değiştirip kurgulamışki harika bir kitap ortaya çıkmış. Kitabın ilk 100 150 sayfasından sonra kitap epik bir havaya bürünüyor ve kitabı elinizden bırakamıyorsunuz.Sadece aman kurgu, roman diyerek değil baskı, şiddet, sindirme politikalarının uygulandığı, acımasızlığın normal bir şeymiş gibi sempoze etmeye çalışılan bir dönem toplumsal olarakta düşündürdü beni. Özellikle Eo'nun yaptığını yapar mıydım? Veya Darrow'un dönüşümü yaşadıkları dehşetti.Temposu yüksek bir kitap. Olay örgüsü çok fazlaydı. Bir olay etrafında 100 sayfa yazmamış bir sayfada kaç olayı değiştirmiş. Kurguya hayran kaldım. Kesinlikle distopya okuyanlara tavsiyemdir. Okuyun, okutun. Hazır 3. kitaba az kaldı okuyun. Ben merakla Altın Oğula başlayacağım Sabah Yıldızı'nı sipariş verdirdim. İyi ki önceden okumamışım meraktan ölürdüm kitap basılana kadar. Herkese keyifli okumalar

BARIŞ ODALARI-ASLI DER-GÜNIŞIĞI KİTAPLIĞI

 

TANITIM

Barışı bir kral mı, bir çocuk mu kurabilir?..

Felsefenin derinliğini fantastik edebiyata taşıdığı çocuk romanlarıyla çok sevilen Aslı Der, Küçük Cadı Şeroks’un üçüncü macerasıyla okurla buluşuyor. Dizinin ikinci kitabı Büyük Tuzak’la Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği (ÇGYD) tarafından 2007 Yılın En İyi Çocuk Romanı ödülüne değer görülen ve 2010 yılında Uluslararası Çocuk Kitapları Kurulu (IBBY) Onur Listesi’ne giren yazar, dizinin üçüncü kitabında barış ve uzlaşma üzerine düşündürüyor. Sorunlara konuşarak ve tartışarak çözüm aramanın, barışı birlikte kurmanın önemine değinen roman, fantastik unsurlarla iç içe felsefi metni, tempolu kurgusu ve siyah-beyaz desenleriyle keyifli bir okuma vaat ediyor. Birlikte yaşamanın evrensel sorunlarını ve deneyimlerini hassasiyetle öyküleştirirken, çocuklara, eğitimcilere ve ailelere keyifli bir okuma ve tartışma olanağı sunuyor.

Prens Hortim’in aniden ortadan kaybolduğu Masallar Ülkesi’nde uğursuz bir sis hızla yayılmaktadır. Halkın sorunlarını, anlaşmazlıkları tartışıp konuşarak çözümlemek için kurulan Barış Odaları’nın yerini uzun süredir prens almıştır. Halk her derdini ona anlatmaya, çözümü de doğrudan ondan öğrenmeye alıştığından, prens ortada olmayınca huzursuzluk tırmanır. Sarayda işleri ele alan Prenses Foreri’nin prensi bulmakla görevlendirdiği Küçük Cadı Şeroks, hain bir oyunu bozabilecek midir?.. 

YORUM 


Küçük Cadı Şeroks'unson kitabına veda ettim.(Macera bitmiş değil yazar bir süpriz 4. kitabı yazabilir) Her biri ayrı bir iz bıraktı bende kitapların. Bu aralar genellikle iyi ki okumuşum diyeceğim kitaplar okudum ve bunların arasında Şeroks'un maceralarıda var.

Prens Hortim esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolur ve işler yine karışır. Prens Hortim barış odalarını kurdurmuş ve işine 3 kitap ekletmiştir 1. kitap Susma Konuş 2. kitap Önce Kendine Sor 3. kitap ise Başkasını Anlamak. Prensle birlikte 3. Kitapta kaybolmuştur. Prens anlaşmazlıkları kendisi çözdüğü için ülkede kavga gürültü savaş çıkmadan olaylar prense danışılarak hallediliyordu. Prens kaybolunca işler karışıyor herkes birbirine giriyor. Tabi bunları çözmek ve Prensi bulma görevi yine kime veriliyor Cadı Şeroksa! Şerok çizimler ve anlatıma göre bu kitapta biraz büyümüş olarak tasvir ediliyor. Benim çok hoşuma gitti. İlk kitap 2001 de çıkmış üçüncü kitabın ilk baskısı 2014 te bu süre zarfında Şeroks biraz büyüsün dimi.

Kitap çocuklara Şeroks'un maceraları ile barışın ve uzlaşmanın önemini kazandırmaya çalışıyor. Bu kaçıncı söyleyişim bilmiyorum ama Aslı Der konuyu mükemmel bir dil ve çocuk gözüyle işliyor. 10 yaşında bir çocuk olsam bu kitap bana bir şey katar mı? Evet! Barışın önemi , arkadaşlık, hayal gücü ve okuma alışkanlığı... Çocuklarınıza rahatlıkla tavsiye ediyorum. Çocuklarınızla birlikte sizde keyifle okuyabilirsiniz. Ben haftada bir çocuk kitabı okumaya çalışıyorum. Ruhumuzun ihtiyacı var çocuklaşmaya ve ödüle.

YAKUT KIRMIZI

 

 TANITIM


İçinde aşkın tüm renklerini bulacağınız, macera dolu, unutulmaz bir seri...

Geçmişin gölgesinde kalmış bir aşk

Fantastik bir dünyada hayat bulan, muhteşem bir zaman yolculuğu

Gizem, heyecan, romantizmin olağanüstü karışımı

Bazen sırlarla dolu bir ailede yaşamak gerçekten de zordur. En azından on altı yaşındaki Gwendolyn bundan kesinlikle emindir.
Ta ki günün birinde kendini 18. yüzyıl Londrası’nda bulana dek.İşte o zaman ailesinin en büyük sırrını öğrenir: Zaman yolculuğu!
Ancak bu yolculuklarda genç kızın hislerine yer yoktur.Çünkü aşk, durumu daha da karmaşık hale getirmekten başka bir işe yaramaz!

YORUM

ATZİG serisi bir türlü başlayamadığım bir seriydi ve nihayet başladım ve ilk kitap bitti.
Gwendolyn 16 yaşındadır ve zaman yolculuğu yapabileceği genler taşımaktadır. Garip bir ailededir fakat kendi daha garip olayların ve entrikaların içinde bulur. Gizli aile örgütlerinin, arkadaşlıkların, aşkların, aile bağlarının ve en önemlisi zamanda yolculuğun bulunduğu bir fantastik kitap. Kitapta zamanda sıçramalar olması ve dilinin pamuş şekeri gibi olması beni benden aldı. Zaman yolculuğuna karşı bu kadar ilgi duyuyorken kitaptaki zaman yolculu sahnelerini soluksuz okudum ve tutarlı bilgiler olması beni çok mutlu etti. Kitaptan beklentim yüksek değildi ve çoğunlukla aşk bulacağım bir kitap bekliyordum ama yanıldım. İyiki de yanıldım yoksa kesinlikle kitaba bu puanı vermezdim. Kitaptaki her şey dozunda ve yerindeydi yazar sizi baymadan anlatmış her şeyi ve çevirmende süper bir iş çıkartmış. Kesinlikle Kenstin Gier'in okuduğum tüm kitaplarında bu özellikler var ne yazarsa yazsın pamuk şekeri gibi yazıyor, nasıl okuduğunuzu anlamıyorsunuz.

Sürekli kahramanların liseli 16 18 yaşında çocuklar olmasından sıkıldım aslında yazarın Silber serisinde de aynı ve bir çok yazarsa aynı şeyi yapıyor. Artık yetişkin kahramanlar arıyor gözlerim.

Kitabın basımına bittim keşke @pegasusyayinlari bir çok kitabını böyle bassa hem çok sağlam hemde kullanışlı. Diğer kitapları ciltlerini çıkartmadan okuyamıyorum bu kitabın puntosu basımı sayfaları her şey harikaydı. Silber'in basımı beğenen çok ama bence ATZİG serisinin basımı daha güzel. İnşallah diğer kitaplarıda severim ve sevdiğin seriler arasında yer edinir.

Büyük Tuzak/ Aslı Der




 TANITIM

Felsefe eğitimli yazar Aslı Der, son romanında çocukları anadilin insan ve toplum yaşamındaki önemi üzerine düşünmeye davet ediyor. Fantastik öyküleri dinamik kurgularla işleyen yazar, anadilin yoksullaşması durumunda doğacak tehlikeleri, felsefi bir derinlik ve gerçekçi bir bakış açısıyla kaleme alıyor.

Eski bir laneti canlandıran Prens Milla, Masallar Ülkesi’nde bir felaketin başlamasına neden olur. Halk, kötü niyetli Milla yüzünden, hızla sözcüklerini unutarak kısa sürede konuşamaz hale gelir. Üstelik herkes, suçlunun Şeroks olduğuna inanır. Küçük Cadı artık hem kaçmak, hem de Milla’nın tuzağına düşen Fare Pibo’nun sarayın Arşiv Odası’nda yediği masalı yeniden yazmak zorundadır. Şeroks masalı zamanında yetiştiremezse, Masallar Ülkesi dilini de özgürlüğünü de yitirecek midir? 

YORUM


Puanım:5/5

Bir gün küçük fare masallar arşivine girerek kelimeler masalının bir kısmını yer ve masallar diyarından kelimeler kaybolmaya başlar. Kral küçük cadı Şeroks masalı tekrar yazma görevi verir. Şeroksun masalı yazma, masallar ülkesini kurtarma ve kötü Prens Milla ile mücadelesi başlar.

Kitapta anadilin önemine vurgu yapılmaktaydı. Dili sömürülen unutturulan bir ülkenin var olamayacağı çocuklara içten içe verilmişti. Kelimelere neden ihtiyaç duyduğuğumuz? Konuşmaya nasıl başlandığı hakkında masalımsı bir gerçeklilikle dile getirmişti Aslı Der.

Çocukların hayal dünyasını geliştirecek eğitici bir seri çocuklarınıza gönül rahatlığı ile okutabilirsiniz. Ben yarın öğrencilerime biraz okuyacağım seveceklerini düşünüyorum.( Başını anlatıp sonunu okuyacağım)Okumaları biraz daha ilerlediğinde okumaları için verebilirim 😊. Keyifli pazarlar